AnasayfaEdebiyat Makaleleri

Şathiyeler

Şathiyeler

Modern Türk Şiirinde Hallac-ı Mansûr’a Yapılan Telmihler
Az Bilinen Bir Edebi Sanat: Müşâkele
Modern Şiirimizden Hüsn-i Ta’lil Örnekleri

ŞATHİYELER

“BİR SİNEK BİR KARTALI SALLADI VURDU YERE
YALAN DEĞİL GERÇEKTİR BEN DE GÖRDÜM TOZUNU”

Şathiyeler, Tekke şairlerine bilhassa Bektaşî şairlere özgü, mübalağa, tezat sanatlarının kullanıldığı, görünüşte saçma, bazen gülünç şiirlerdir:
Manda yuva yapmış söğüt dalına/   Yavrusunu sinek kapmış gördün mü?/   Sabahınan çifte giderken/    Öküzüm torbadan düştü gördün mü?
Şathiyeler, gizli tasavvufî bir anlam içeren dinî şiirlerdir. Ancak bu dinî anlamı çözümlemek çok güçtür. Tasavvuf terimlerini, sembollerini iyi bilmek gerekir. Başlıkta kullandığımız dizeler Yunus Emre’nin ünlü şathiyesinde geçer:
Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere/ Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu
Buradaki sineğin insanı, kartalın da insanın nefsini simgelediğini bir yerlerde okumuştum.
Gözsüze fısıldadım sağır sözüm işitmiş / Dilsiz çağırıp söyler dilimdeki sözümü  (Yunus Emre)
Yunus’un bu dizeleri Attila İlhan’ın” Cinayeti kör bir balıkçı gördü/ Ben gördüm kulaklarım gördü” dizelerini hatırlatır.
Şathiye deyince akla gelen ilk isim Kaygusuz Abdal’dır:
Leylek koduk doğurmuş/  Ovada zurna çalar/  Balık kavağa çıkmış/   Söğüt dalın biçmeğe  (Kaygusuz Abdal)

Bir şathiye de günümüz ozanlarından Mahzûnî Şerif’ten:
Bizim köye kabak ektik dut bitti/   Yeşil yaprağında develer öttü/ Dört boynuzlu koçlar doğuma yattı/ İkiz ikiz kurtlar geldi duydun mu? (Âşık Mahzunî Şerif)

Türkülerimizden birkaç mübalağa örneği:
Kara bahtım kem talihim taşa bassam iz olur / Ağustosta suya girsem balta kesmez buz olur

Dağlar yeşile boyandı / Kim yattı kim uyandı /  Kalbime ateş düştü / İçinde yâr da yandı / Su serptim ateş sönsün /   Serptiğim su da yandı.

Karacaoğlan’ın sevgilisinin göğsü güneşten bile parlaktır, görünce âşığın gözleri kamaşır:
Karacaoğlan der ki: Yandım, kül oldum/ Aradım güzeli, yanımda buldum/ Ay doğup da şafak atmakta sandım / Meğer yârin düğmeleri çözülmüş.  (Karacaoğlan)
.
Yazı biraz uzun oldu. Cumhuriyet dönemi şiirimizden örnekler veremedik. Yeni şiirimizde Mübalağa örneklerinin Divan ve Halk şiirinden çok daha başarılı ve özgün olduğunu başka bir yazımızda, “Yeni Türk Şiirinde Edebi Sanatlar” (Ötüken Neşriyat) kitabımızdan seçeceğimiz örneklerle, göstermeye çalışacağız.