4. yüzyılda Azeri sahasında yetişmiş ünlü sanatçı Nesimi'nin hayatı hakkında kaynaklarda yeterli bilgi yoktur. Diyarbakır, Irak ve ve Tebriz tarafla
4. yüzyılda Azeri sahasında yetişmiş ünlü sanatçı Nesimi’nin hayatı hakkında kaynaklarda yeterli bilgi yoktur. Diyarbakır, Irak ve ve Tebriz taraflarında yaşadığı ve Ankara’ya kadar geldiği onunla ilgili söylenen rivayetler arasındadır. Ölüm tarihi hakkında da bir kesinlik olmayıp, değişik kaynaklarda değişik Ölüm tarihleri verilmiştir. Nesimi hakkında öğrenebildiğimiz gerçek bilgiler; İran’da Hurufilik mezhebinin kurucusu Fazlullah’ın halifelerinden olduğu ve Halep’te inancı yüzünden derisi yüzülerek öldürüldüğüdür. Ölüm tarihi kimi kaynaklarda 1404 olarak verilmektedir. Ölümüyle ilgili en doğru tarihin de bu tarih olduğu sanılmaktadır. Hurufilik inanışını şiirleri aracılığıyla çevresine yaymayı amaçlayan Nesimi’nin hayatı efsaneleşmiş ve muakibleri yani etkisinde kalarak yolunda yürüyen şairler -özellikle Alevi şairler- arasında adı "Şah-ı Şehid" olarak anılagelmiştir.
Nesimi’nin bilinen iki eseri Türkçe ve Farsça Divanları’ dır. Divanların pek çok yazma nüshası bulunmaktadır. Ayrıca Farsça şiirlerinin bazı yazmalarda Türkçe şiirleri arasında yer aldığı bilinmektedir. Şairin, Türkçe Divanı’nın Kahire’de bulunan bir yazma nüshasında, bazı gazellerinde "Hüseyni" mahlasını kullanmış olduğu, görülmektedir. Varlığı bilinen en eski tarihli Nesimi Divanı 1469 istinsah tarihini taşır. Ancak, katalogda adı bulunan bu yazma kayıptır. Nesimi Divanı, eski harflerle İstanbul’da iki kez basılmıştır. Ancak bu baskılarda yanlışlar vardır. Nesimi Divanı’nın en son ve en doğru baskısı Hüseyin Ayan tarafından yapılmıştır Hurufiliğe ait Mukaddimetü’l-Hakayık adlı bir mensur eserinin daha varlığından söz edilmekle birlikte bu eserin Nesimi’ye ait olup olmadığı henüz kesinlik kazanmamıştır.
Başta da belirtildiği gibi Nesimi, Hurufiliğin kurucusu Fazlullah’ın halifesidir. Hurufi inancını şiirleri aracılığıyla yaymaya çalışmış ve etkili olmuştur. Şiirlerinde ilahi aşkı işleyen ve Hurufiliği tanıtıp propogandasını yapan şair, kendisinden sonraki Hurufi şairlerden Usuli, Penahi, Misali v.b. etkilemiştir. Ayrıca, Bağdatlı Ruhi’yi hatta Fuzuli’yi bile etkisinde bıraktığı kaynaklarda söz konusu edilir. Muhibbi mahlasıyla şiirler yazmış olan Kanuni Sultan Süleyman ise onun bir gazelini tanzir etmiştir. Divan şirinin klasik nazım şekilleriyle şiirler yazmasının yanı sıra, tuyuğlarıyla da ün kazanmış bir şairimizdir.
Edebiyatta daha çok Bektaşî şairlerini etkilemiş olan Hurufilik, tasavvuftan yararlanılarak ortaya konmuş bir inançtır. Kurucusu Fazlullah-ı Hurufi’dir. Varlığı, yaradılışı harflerle izah, etmeye çalışır. Arapçadaki yirmi sekiz ve Farsçadaki otuz üç harf ile bütün varlıklar, hatta Kur’an tefsir edilir. Sünnî inanış çerçevesinde böyle bir inanç yasaktır. Nitekim, bu nedenle de Fazlullah-ı Hurûfî ve onun takipçilerinden kimileri cezalandırılmış ve öldürülmüşlerdir. Fazlullah-ı Hurufi, Hurufilik inançlarını divanında ve Cavidan-name adlı eserinde anlatmaktadır. Cavidan-name, daha sonra Türk edebiyatında bazı sanatçılar tarafından Türkçeye çevrilmiş, ayrıca eserin şerhleri yapılmıştır.