AnasayfaEdebiyat

Tiyatro Terimleri

Antik Komedya: İ.Ö 486 yılında başlayan ve aşağı yukarı İ.Ö 200 yılına kadar süren bir dönem içindeki yunan ve Latin komedyaları için kullanılan terim

KUTADGU BİLİG
İKİNCİ YENİ
TANZİMAT EDEBİYATINI

Antik Komedya: İ.Ö 486 yılında başlayan ve aşağı yukarı İ.Ö 200 yılına kadar süren bir dönem içindeki yunan ve Latin komedyaları için kullanılan terim. Yunan komedyasının üç evresi vardır; eski komedya (aristofanes), orta komedya (antifanes, aleksis) ve yani komedya (menandros) Latin komedyasının iki ustası Plautus ile Terentius’tur.

 

Dekor: Oyun konusunun geçtiği yeri, çevreyi ve atmosferi biçim, kalıp, renk, ışıklama ve bazen de simgelerle canlandıran tamamlanmış sanatsal yapımdır.

 

Denyo:  Orta Oyunu’nda budala tipi. Yaygaracı, acıma duygusuyla şımartılmış, küstah, arsız, küfürbaz, yüzsüz ve sırnaşıktır. Mahallenin delisi.

 

 

Drama: Şiirsel, anlatısal ya da diyaloglar halinde yazılan ve yazınsal metnin, oyun kişilerinin söyleminden oluştuğu edebiyat türü.

 

Entrika (Dolantı) Komedyası: Kurgu ustalığının önemli olduğu bu komedyada olaylar ve güldürü öğesi yazarın tasarladığı bir dolantıdan ortaya çıkar. Bu komedya daha çok olaylar yoluyla gelişir.

 

Dilsiz Oyunu: Anadolu köylü oyunlarında sözsüz bir oyun; bu oyuna Samıt ya da Lal da denir.

İbiş: Doğaçlamaya dayanan Türk halk tiyatrosunda güldürünün başyapımcısı olan uşak tipi.

 

Fars: Güldürü öğesi daha çok hareketlerden ve nüktelerden çıkan oyun; düşünceden çok göze ve duyulara yönelir. Vurgu kişiyi karikatürleştirerek ve olayları abartarak elde edilir.

 

Kabare: Bu tür tiyatro her çeşit güncel sorunu ve özellikle siyasal ve toplumsal konuları ince bir alayla, iğneleyici, yerici, taşlayıcı bir tutumla ele alıp toplum eleştirisine yönelir.Dışta güldürücü ve eğlendirici olmasına karşın,temelde ciddi olan bu biçim gösteride ezgiler, danslar, skeçler, monologlar, diyaloglar, diyalar, kısa filmler, kısacası tasarlanan eleştiri için ne gerekiyorsa onu sahneye getiren renkli bir karışım vardır.

 

Karakter Komedyası: Bu komedya biçiminde gülünç kahramanın yanlış ve zayıf yanları öne çıkar. Toplum içindeki yanlışların eleştirisi bas oyun kişisi yoluyla sağlanır.

 

 

Doğaçlama: 1-yazılı bir metne dayanmayan içe doğduğu gibi oynama ve konuşma.

2-Oyun sırasında, beklenmedik bir ters durum karşısında durumu kurtarmak için betikte olmayan hareketler yapıp sözler söyleme.

Güldürmek amacıyla daha önceden saptanmamış hareketlere ve sözlere

3-Daha önceden saptanmış betik üzerinde doğaçlamalara gitme (Örn: Orta Oyunu, Commedia dell’Arte).

4-Güldürmek amacıyla daha önceden saptanmamış hareketlere ve sözlere yönelme; bu sonuncusu tiyatro sanatı açısından olumsuzdur.

 

Doğaçlama Tiyatrosu: 1-Bir betiğe dayanmadan önceden saptanmış bir gelişim çizgisi üstünde doğaçtan oynan ve örgüsü önceden bilindiği için, oyuncuların bu örgüyü izleyip anlık buluşlarla geliştirdikleri gösterileri içeren tiyatro.

 

Doğalcı Tiyatro: XIX. yüzyılda, Romantizm’e karşı ortaya çıkan, doğa bilimleri açısından insanları katılımsal, çevresel ve toplumsal ilişkilerine göre inceleyen bu akım içindeki tiyatronun özellikleri kapsamında, yaşam gerçeğini en küçük ayrıntılarına dek işlemek yer alır. Tartışma açacak konular ele alınırken, küçük adamı gerçeği doğabilimsel açıdan gösterilmeye çalışılır.Bu akım üzerinde düşünür.Auguste Comte’un pozitivist düşüncelerinin ve Charles Darwin’in Türlerin Kökeni ve Doğal Seçme kuramlarının etkisi görülür.

 

 

Dram: Yunanca da ”bir şey yapmak, oynamak” anlamına gelir. Yazın tarihçilerine göre, lirik ve epik yanında, üçüncü bir yazın alanıdır. 1-sahnede oynanmak üzere, konuşmalar ve hareketlerle gelişen, karşıt oluşların çatışmasıyla gelişen ve sonuçlanan oyun.

2-Halk dilinde ciddi oyun.

 

Dramatik: 1-Dram’a yani oyun türüne ilişkin olan.

2-İçinde gerilim, çatışma çeşitli olaylar ve karşıtlıklar bulunan, insanla ve insan ilişkileriyle gelişen herhangi yapıt ya da olay.

 

Dramatik Olay: Dramatik bir durum taratan olay. Her şeyden önce insanla ilgili olan ve insan üzerinde bizi düşünmeye yönelten olay. İnsanların kendilerine, birbirlerine ya da bir duruma karşı olan tutumlarında değişiklik getiren ya da bu değişikliklere karşı çıkan bir eylemin başlangıcı.

 

Dramatik Oyuncu: Sözlü tiyatro oyuncusu.

 

Dramatik Tiyatro: 1-Konuşmanın, hareketlere desteklendiği tiyatro.

2-Epik Tiyatro’nun çıkışından sonra, estetik nitelikleri ve yanılsamacı yanı göz önüne alınarak duygusal boşalım sağlayışından dolayı ”Aristolesçi Tiyatro” olarakta alınmıştır (bkz. Benzetmeci Tiyatro).

 

Dram Sanatı: İnsana ilişkin olan her şeyi sanatsal bir yaratışla canlandıran üretim ve yapım. Dram sanatının birbirinden ayrılmayacak temel öğeleri, yansılama, canlandırma ve eylemdir. Bu üç temel öğenin bulunduğu bir kısa bölüm, beş dakikalık konuşma, bir sözsüz oyun, sinema filmi, televizyon dizisi, opera betikçesi, hatta bir oratoryo dram sanatının kapsamı içindedir. Dram sanatı, tiyatro olgusunun yazınsal yanıdır

 

Pandomima: Tanzimat ve II. Meşrutiyet dönemlerindeki tiyatroların çoğunda izlenen, oyunlar arasına sıkıştırılan sözsüz oyun.

 

Kaba Güldürü: Kalın çizgili, kaba esprilere ve hareketlere dayandırılarak, salt eğlence amacıyla geliştirilen güldürü.

 

Kavuklu : Orta Oyunun iki eksen tipinden biri.Türk gölge oyunundaki Karagöz’ün canlı özdeşi.Dışa dönük,özü sözü bir,dobra sağduyusu olan okumamış bir halk tipidir.Halkın düşüncelerini ve duygularını yansıtır..Haksızlığa,ikiyüzlülüğe karşıdır.Ekmek parası için beceremediği işlere bile girer,hakkı olmayan parayı kazanmayı sevmez.Öğrenim görmediği için bilgisizdir,ama sezgileri güçlüdür.Özellikle Pişekar tarafından sömürülür.Düş kurmayı sevmez,gerçekçidir.Her şeyi olduğu gibi kabul eder ve yanlışları dosdoğru yüze vurur.Öz eleştirisi de olduğundan sevimlidir.Gülmecenin baş mimarı olduğu için ona Nekre de denir.

 

Mim: Yalnızca hareketlere dayanan sözsüz oyun. Mimesis: (Yun) :Taklit, benzetme, öykünme. Platon bu terimi sözlük anlamıyla, yani ‘öykünme’ olarak kullanmış, Aristoteles dram sanatı konusunda bu terimi ‘yeniden yaratma’ ve ‘ yansıtma’ anlamıyla yorumlamıştır. Tiyatro sanatının temeli ilkelerinden biridir.

 

Muhavere: Orta Oyunu’nda söyleşme bölümü. Zurna, Kavuklu havası çaldıktan sonra ortaya Kavuklu ile Kavuklu arkası girerler ve Pişekar ile muhavere başlar. Bu bölüm iki kesimini kapsar: Arzbar ve Tekerleme. İlkinde, oyunun yönlendiricisi Pişekar ile oyununun nekre kişisi Kavuklu arasındaki konuşmada kimlikleri ve ne iş yaptıkları ortaya çıkarmakta bir çeşit serim kesimidir. Tekerleme, de ise Kavuklu, olağan dışı bir olayı başından geçmiş gibi anlatır. Pişekar iki de bir sorular sorarak konuyu aydınlatmak ister; laf ebeliği yapılır ve sonunda Kavuklu’nun anlattıklarının bir düş olduğu anlaşılır.

 

 

Orta Oyunu: Geleneksel Türk halk tiyatrosu. Ortada oynanır. Baş kişileri, aynı zamanda oyunun yönlendiricisi olan Pişekar ile oyunun baş güldürücü tipi Kavuklu’dur. Dekor olarak ‘Yeni Dünya’ denilen, iki ya da üç kanatlı bir paravana, bir de ‘Dükkan’ denilen, önünde alçak hasır iskemlesi bulunan peyke vardır. Kendine özgü bir yabancılaştırma estetiği ile seyircinin her an tiyatroda olduğunu anımsatır.

 

Replik: 1-Oyunda kendisine söylenen söze, verilen sözlü karşılık. 2- Oyuncunun sözü karşısındakine bırakırken söylediği son söz.

 

Pişekar: Orta oyunu başladığında oyun alnına ilk gelen ve oyun anlatıcısı ve düzenleyicisi iş lehini de yüklenmiş iki baş rol tipinden biri. Gölge oyunundaki Hacivat’ın uzantısındadır. Her şeyi bildiğini Kavuklu’yu inandıran, her kalıba girip çıkan, Kavuklu’ya öğüt verip ne yapması gerektiğini söyleyen, bilgiçlik taslayan ve oyunu yönlendiren kişi. Hacivat’ın gölge oyununda yüklendiği nitelikleri, Pişekar Orta Oyunu’nda sürdürür.

 

Repertuar: Bir tiyatronun oyun planınca saptanmış ve her zaman oynayabileceği oyunlar demeti; oyun dağarcığı. Repertuar bir oyundan öbürüne geçen tiyatroların art arda oyun seçimine karşıt, bir tiyatronun dramaturgi politikasını gösterir.

 

Skeç: İşlediği konuyu genişletmeden, en canlı çizgiler içinde veren, genellikle güncel olaylara ve aile sorunlarına değinen ve bir nükte ile biten kısa güldürü.

 

Tirad: Kendi içine kapalı, uzun replik. Tirad, karşılıklı hızlı söz alışverişinin yani diyalogun tam karşıtıdır.

 

Tragedya: Klasik tanımlamasında, yüceltilmiş sözlerle konuşulan, yüceltilmiş bir kahramanın iyi bir durumdan kötü bir duruma düşmesiyle seyircinin korku ve acıma duygularına yönelmesi ve böylece entelektüel arınmaya gittiği oyun türü.Çağdaş tanımı için da, sırdan bir kişinin gerçekçi bir çevre içinde toplumsal çelişkilerini hissetmesiyle ortaya çıkan bir oyun türü.

 

Varyete: Salt eğlenceye yönelik gösteri. Genellikle, müzikli ve beceriye dayanan küçük gösterilerin bir araya gelmesiyle ortaya konulan eğilencilik. Daha çok gazino ve gece kulübü kültürü içindedir.

 

Vodvil : Adını Fransa’nın Normandiya bölgesindeki bir köyden alır.Birbirine gevşek biçimde bağlı bölümlerden kurulu, taşlamalara dayanan, ezgili oyun.Bölümleri ya müzikli ya dramatik ya akrobatik ya kalın çizgili güldürü ya da değişik tablolardan oluşur. Yanılgılara ve olguların tuhaflığına dayandırılarak geliştirilir.